Dünya
Haberler

Nadir Fosiller, Dinozorların Son Günlerinden Büyüleyici Bir Sahneyi Ortaya Çıkardı

Güney Amerika’daki “olağanüstü” bir fosil alanı, dinozor çağının son anlarına yeni bir pencere açıyor. Hadrosaur sürüleri, küçük bir Kretase memelisi, bir yırtıcının dişi ve daha fazlası… Arjantin’deki Cañadón Tomás Ocağı, 66 milyon yıl önceki büyük yok oluşun hikayesini aydınlatıyor.

Haber Analiz
Son Güncelleme: 10 May 2025 20:49
Yayınlanma: 10 May 2025 20:49
Okuma Süresi: 3 dakika 53 saniye
Nadir Fosiller, Dinozorların Son Günlerinden Büyüleyici Bir Sahneyi Ortaya Çıkardı
Haberi Paylaş

Dinozorların Son Günleri

Yaklaşık 66 milyon yıl önce, devasa bir asteroit Orta Amerika’ya çarparak Dünya’nın beşinci kitlesel yok oluşunu tetikledi. Bilinen türlerin yaklaşık %75’ini yok eden bu felaket, dinozorların altın çağını ateş ve yıkımla sonlandırdı. Bugüne kadar bu dramatik döneme dair bilgilerimiz, büyük ölçüde Kuzey Amerika’daki T. rex ve Triceratops gibi dinozorların fosillerinden geliyordu. Ancak Güney Amerika’daki tablo hakkında çok daha az şey biliniyordu. Arjantin’de yeni keşfedilen Cañadón Tomás Ocağı, bu bilgi açığını kapatmaya aday.

Cañadón Tomás: Bir Ekosistemin Aynası

Carnegie Doğa Tarihi Müzesi’nden paleontolog Matthew Lamanna, Cañadón Tomás Ocağı’nın “olağanüstü bir potansiyele” sahip olduğunu belirtiyor. Bölgede bulunan fosiller arasında, bir arada yaşamış olabilecek ördek gagalı dinozorlar (hadrosaur) sürüsüne ait kemikler, bir yırtıcı dinozorun dişi, bir yılan omuru ve küçük bir memeli çenesi yer alıyor. Bu bulgular, hem büyük hem de küçük hayvanların korunduğu bir ekosistemi gözler önüne seriyor.

Bugün çöl bitkileriyle kaplı bir çöl olan bu bölge, 66 milyon yıl önce sıcak, nemli ve eğrelti otları ile palmiyeler gibi bitkilerle doluydu. Patagonia San Juan Bosco Ulusal Üniversitesi’nden paleontolog Noelia Cardozo’ya göre, Cañadón Tomás’ta akan bir nehir ve geniş taşkın ovaları bulunuyordu. Bu tatlı su habitatı, canlıların gömülüp fosilleşmesini sağlayarak Kretase döneminin sonundaki yaşamı nadir bir şekilde korudu.

Yeni Keşifler ve Hadrosaur Sürüsü

2020 yılında, Patagonia San Juan Bosco Ulusal Üniversitesi’nden araştırmacılar yeni fosil alanları ararken, paleontolog Burno Alvarez bir ayak kemiğinin ucunu buldu. Şiddetli yağmura rağmen devam eden kazılar, tek bir kemik değil, bütün bir kemik yatağını ortaya çıkardı. Çalışmalar ilerledikçe, farklı yaşlardan birden fazla hadrosaur bireyine ait kemikler bulundu; bu, bir sürüye işaret ediyor olabilir.

Lamanna, hadrosaur bulgularının Güney Amerika’da nadir olduğunu ve genellikle yeni türlere işaret ettiğini vurguluyor. Örneğin, bu yıl Şili’de Alexander Vargas ve ekibi tarafından tanımlanan Gonkoken adlı hadrosaur, bu tür keşiflere bir örnek.

Güney Yarımküredeki Bilgi Boşluğu

Lamanna’ya göre, Güney Yarımküre’de Kretase’nin sonuna tarihlenen kara canlılarının fosillerini koruyan alanlar çok daha az. Şili Üniversitesi’nden paleontolog Alexander Vargas, Kuzey Yarımküre’deki yoğun araştırmalara kıyasla Güney Yarımküre’de daha az araştırmacı ve sınırlı fonlar olduğunu belirtiyor. Bu durum, asteroit çarpmasından önceki ve sonraki olaylara dair çarpık bir bakış açısı yaratıyor. Cañadón Tomás, bu dengesizliği düzeltmek için önemli bir adım.

Ne Anlama Geliyor?

Cañadón Tomás Ocağı, büyük otçullar, yırtıcıların izleri ve küçük hayvanlara ait fosillerle, dinozor çağının sonunda gelişen bir ekosistemin tam bir portresini sunuyor. Bu keşif, Güney Amerika’daki yaşamın asteroit çarpmasından nasıl etkilendiğini anlamak için eşsiz bir fırsat sağlıyor. Paleontologlar, bu alanın daha fazla sır ortaya çıkaracağını umuyor.

Daha Fazla Bilgi

Keşif, Geological Society of America’nın yıllık konferansında Matthew Lamanna tarafından sunuldu. Daha fazla bilgi için National Geographic sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Not: Bu makale, Riley Black’in 25 Ekim 2023 tarihli National Geographic yazısına dayanmaktadır.

  • Bunu Beğenmedim%0
  • Ha-ha%0
  • Şaşırtıcı%0
  • Üzücü%0
  • Öfke Uyandırıyor%0

Görüşünüzü Yazın

Aklınızdan neler geçiyor?
İlk yorum yapan siz olun
ÜST
Paylaş
KİM KİMDİR?TARİHTE O AN