Dünyanın enerji hatlarında 'Türk Yolu' etkisi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Rusya’nın Moskova kentinde düzenlenen Rusya Enerji Haftası çerçevesindeki “Küresel Enerji Piyasaları: İlişkilerin Dönüşümü ve Çıkarlar Dengesi” forumunda Türkiye’nin enerji politikalarını ve stratejilerini anlattı.

Bayraktar, enerji güvenliği üzerinde duran forumda enerjiye erişilebilirlik, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik konularına özel olarak odaklandıklarını belirtti. Son dönemde Kovid-19 pandemisi, arz zinciri sorunları, enerji piyasalarındaki oynaklıklar, ticaret ve konvansiyonel savaşlar ile jeopolitik gerilimler gibi zorlukların enerji sektöründeki yatırımları güçleştirdiğini ifade etti.

TÜRKİYE’NİN KAPSAMLI VE ESNEK STRATEJİSİ

Bu zorlu ortamda Türkiye’nin kendi özgün stratejisi olan “Türk yolu”nu benimsediğini dile getiren Bayraktar, amacın artan enerji talebini karşılamak, enerji ithalatına olan bağımlılığı azaltmak ve yüzyıl ortalarına doğru karbon nötr bir ülke olma hedefiyle politikaları şekillendirmek olduğunu aktardı. Bu yaklaşımın kapsamlı, piyasa koşullarına uyum sağlayan, duygusal ya da ideolojik olmayan akılcı bir yapı olduğunu vurguladı.

Bayraktar ayrıca, Türkiye’nin elektrik talebinin önümüzdeki 30 yılda üç kat artmasının öngörüldüğünü belirtti. Yenilenebilir enerji başta olmak üzere farklı kaynaklara yatırımın sürdüğünü söyledi. Her yıl 8-9 gigavat yenilenebilir enerji kapasitesinin devreye alındığını, 2035’e kadar toplamda 120 gigavat seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.

Nükleer enerji yatırımlarına da önem verdiklerini ifade eden Bakan, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin dört reaktörden oluştuğunu ve ilk reaktörün gelecek yıl elektrik üretimine başlayacağını bildirdi. Bununla yetinmeyip en az 12 büyük ölçekli reaktör ile yaklaşık 5 gigavatlık küçük modüler reaktörler inşa etmeyi planladıklarını belirtti.

LNG SÜRECİNDE HIZLI YÜKSELİŞ

Bayraktar, doğal gaz ve petrol arama, üretim ve dağıtım alanlarında da önemli ilerlemeler sağlandığını, 2016 yılından itibaren yatırımların arttığını ve Türkiye’nin doğal gaz ihracatına başlayan ülkeler arasında olduğunu aktardı. 2016’da günlük 32 milyon metreküp olan LNG yeniden gazlaştırma kapasitesinin 161 milyon metreküpe yükseltildiğini, bunun yanında TürkAkım ve TANAP gibi boru hatlarının inşa edildiğini ifade etti.

Ayrıca, Karadeniz’de üretimin artmakta olduğunu ve 2028 yılına kadar 16 milyar metreküp doğalgaz üretimi hedeflendiğini söyledi. Türkiye’nin birçok uluslararası petrol ve gaz şirketleriyle geniş işbirlikleri kurduğunu, Pakistan, Libya, Somali, Irak ve Hazar Denizi bölgelerinde faaliyet yürütüldüğünü belirtti. Küresel LNG arzının önemli kaynaklarının Kuzey Amerika, Mozambik, Avustralya ve Rusya olduğunu hatırlattı.

Bayraktar, Avrupa’nın enerji güvenliğinde Türkiye’nin kritik bir rol üstlendiğine değindi. TANAP ve TürkAkım projelerinin Avrupaya gaz taşımada temel unsurlar olduğunu, buna karşın, enerji işbirliğinde Avrupa tarafının da karşılıklı yaklaşım benimsemesinin şart olduğunu vurguladı. Elektrik entegrasyonunda Türkiye ile Avrupa arasındaki bağlantı kapasitesinin artırılması için siyasi irade ve kararlılık gerektiğini ifade etti.