
Hunyadi Yanoş Kimdir?
Macaristan’ın ulusal kahramanlarından Hunyadi Yanoş, 1407’de doğdu. Gençlik yıllarında Macar Kralı Sigismund’un ordusunda görev alarak askeri deneyim kazanan Yanoş, Bulgarlara ve Osmanlı kuvvetlerine karşı verdiği mücadelelerle ilk kez savaş alanlarında adını duyurdu.
Askeri Hayatı ve İlk Zaferleri
1440’ta, II. Murad’ın Belgrad Kuşatması sırasında şehrin savunmasında kilit bir rol üstlenen Yanoş, kısa bir süre sonra 1441’de Macar Kralı I. Ladislas tarafından Transilvanya (Erdel) voyvodalığına getirildi. Kral I. Ladislas, Osmanlı tehlikesine karşı savunmayı güçlendirmek için Hunyadi Yanoş ve Nicholas Ujlaki’yi görevlendirdi; böylece ülkenin sınırlarını koruma adına önemli bir adım atılmış oldu.
Savaş Alanındaki Çabalar ve Taktiksel Başarılar
Belgrad’daki üssünden harekete geçen Yanoş, 1441’de Osmanlı akıncılarına yönelik düzenlediği saldırılarla bu birliklerin büyük bir kısmını hezimete uğrattı. Bu zafer, düşman kuvvetlerinin stratejilerini bozdu; Mezid Bey’in komutasındaki Osmanlı birlikleri, kaçış yollarının kesilmesiyle tamamen geri çekilmek zorunda kaldı. Bir yıl sonra, Eylül 1442’de Osmanlı’nın bölgeye dönüşüyle gerçekleşen Vazag Savaşı’nda ise Şahabeddin Paşa’nın liderliğindeki kuvvetler büyük kayıplar vererek geri püskürtüldü.
1444’te Hunyadi Yanoş, ordusuyla Balkanlar’a ilerleyerek Osmanlı birliklerini geri çekilmeye zorladı; ancak İzladi Geçidi’nde II. Murad’ın komutasındaki Osmanlı ordusuyla karşılaştığı İzladi Savaşı’nda ciddi kayıplar yaşadı. Bu savaş her iki tarafı da oldukça yıprattı; fakat ardından imzalanan Segedin Antlaşması ile geçici bir sakinlik sağlandı. Bu anlaşma, her iki liderin kutsal kitaplar üzerine yemin etmesiyle güçlendirildi ve sonrasında II. Murad tahtı genç oğlu II. Mehmed’e devretti.
Haçlı Seferi ve Süregelen Çatışmalar
Papa IV. Eugene ve Kardinal Giuliano Cesarini’nin öncülüğünde başlatılan Haçlı Seferi ile barış ortamı bozuldu. Macar Kralı I. Ladislas ve Yanoş’un liderliğinde büyük bir Haçlı ordusu Balkanlar üzerinden ilerledi; Niş’te zafer kazanıldı, Sofya ele geçirildi ve Karadeniz kıyısındaki Varna kuşatıldı. Ancak Varna Savaşı’nda yaşanan büyük yenilgiyle Macar Kralı I. Ladislas ve papalık temsilcisi Kardinal Cesarini hayatını kaybetti; Yanoş ise küçük bir grupla geri çekilmeyi başardı.
Kral I. Ladislas’ın ölümünden sonra, tahta çocuk yaşta geçen V. László nedeniyle Hunyadi Yanoş, 1446-1453 yılları arasında “taht naibi” olarak ülkenin yönetiminde belirleyici bir rol oynadı. 1447’de Eflak Voyvodası Vlad Drakul’un II. Murad’a bağlılık göstermeye çalışması üzerine, Yanoş’un talimatıyla Drakul öldürüldü. Aynı yıl, Yanoş’un komutasındaki yeni bir Macar ordusu Balkanlar’a sefer düzenledi ve öncelikle Sırbistan’ı hedefledi. Ancak Sırp Despotu Brankoviç’ten beklenen destek alınamayınca, ordusuyla Sırbistan’ı talan ederek Kosova’ya yöneldi. Burada II. Murad’ın liderliğindeki Osmanlı ordusuyla yapılan II. Kosova Savaşı’nda yenilgiye uğradı.
Son Yıllar ve Geride Bıraktığı Miras
1456’daki Belgrad Kuşatması’nda Hunyadi Yanoş, II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) komutasındaki Osmanlı kuvvetlerini geri püskürtmek için gösterdiği direnişle, ilerleyen yüzyıllarda Macar milletinin ulusal kahramanı olarak anılmasını sağladı. Ancak, 11 Ağustos 1456’da kuşatma esnasında ordusunda baş gösteren veba salgını, Yanoş’un hayatını erken bir şekilde noktaladı. Ölümünden sonra oğullarından Matyas, I. Mátyás ismiyle Macaristan’ın yeni kralı olarak tarihe geçti. Mátyás, Hunların Avrupa’daki devamı olan Sekellerden geldiğini ifade ederek kendini 2. Attila olarak tanımladı.
Hunyadi Yanoş’un yaşamı, askeri yetenekleri, stratejik önderliği ve vatanına olan sadakatiyle Macar tarihinin en önemli isimlerinden biri olarak hatırlanmaktadır. Mirası, ulusal kimliğin oluşmasında ve bağımsızlık savaşlarında ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir. Osmanlı ve Türk ilişkilerinin, savaş meydanlarında bile olsa şekillenmesi, her iki ülkenin tarihi açısından önemli bir yer tutmaktadır.