Rum basını GKRY'yi İsrail'e karşı uyardı!

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde yayımlanan Cyprus Mail gazetesinde Fahri Zihni imzasıyla yayımlanan analizde, İsrail’in GKRY’deki artan askeri ve ekonomik varlığı ele alınarak yönetim ve kamuoyuna kilit uyarılar yapıldı. Analiz, mevcut İsrail yönetiminin yolsuzluk davaları ve ideolojik aşırılıklarla uğraşmasına rağmen Doğu Akdeniz’deki stratejik çıkarlarını genişletme arzusunun somutlaştığını belirtti. 

Cyprus Mail’de yer alan değerlendirmeye göre, GKRY’de yerleşik yaklaşık 15 bin İsraillinin varlığı, Rum halkı arasında hoşnutsuzluk yaratıyor ve İsrail’in kontrolsüz genişlemesine yönelik eleştiriler artıyor. GKRY’nin 2017 yılından bu yana ortak askeri tatbikatlar, hava savunma eğitimleri ve uzun menzilli saldırı simülasyonları ile İsrail’e yaklaşması, İsrail’in bölgedeki etkisini derinleştirirken Kıbrıs’ın savunma ve ekonomik yapısına da bağlılığını artırıyor.

Analiz, GKRY’nin İsrail’den Barak MX hava savunma sistemi satın alması ve Karish Sahası’ndan boru hattıyla gaz ithalatı anlaşmaları gibi adımların, adayı İsrail’in bölgesel çıkarlarına daha bağlı hale getirdiğini belirtiyor. İsrail güçlerinin altyapı ve enerji rotalarının adaya yerleşmesiyle bölgenin potansiyel bir çatışma alanı haline geleceği uyarısı yapıldı.

Bununla birlikte, analizde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in “Büyük İsrail” hedeflerinin kamuoyu önünde açıkça dile getirildiği vurgulanıyor. Kıbrıs’ın bu genişleyen etki alanının bir parçası haline gelme riski taşıdığı vurgulanarak, Hizbullah ile yaşanan çatışmaların bölgedeki gerilimin kolayca tırmanabileceğine ilişkin önemli bir gösterge olduğu belirtildi. İsrail’in GKRY’deki varlığını artırmasıyla birlikte, Kıbrıs’ın bu politika kapsamında İsrail’in stratejik nüfuzunun fiili bir uzantısı haline gelme ihtimali kuvvetleniyor.

Bu durum, GKRY’nin dış politikasını ve bölgesel güvenlik dinamiklerini yeniden şekillendirmesine yol açıyor. Cyprus Mail’in analizinde, Kıbrıs adasında silahsızlanmanın öncelikli odak noktası olması gerektiği ve yansız bir politika izlenmesi gerektiği ifade edilerek, bölgedeki askeri ve ekonomik işbirliklerinin potansiyel riskleri göz önünde bulundurulması gerektiği talep ediliyor.