Nuri Killigil

Nuri Killigil Kimdir? Nuri Killigil Paşa’nın Hayatı ve Ölümü, Killigil Silahlarının Hikâyesi

Türk Savunma Sanayii’nin Unutulmaz Kahramanı, Bakü’nün Kurtarıcısı: Nuri Killigil

Nuri Killigil, 1890 yılında Manastır’da doğmuştur. Harp Okulu’nu bitirdikten sonra ağabeyi Enver Paşa ile birlikte Trablusgarp Savaşı’nda Libya’ya giderek İtalyanlara karşı direniş göstermiştir. Daha sonra Balkan Savaşı’nın başlamasıyla Bulgarlara karşı Balkan cephesinde mücadele etmiştir. Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasında ve Türk dünyasının birliğini sağlamada önemli bir rol üstlenmiştir. Vatan topraklarını savunmak için gösterdiği cesaret, onun savaş alanındaki kararlılığını ve stratejik zekâsını açıkça ortaya koymuştur. Bu süreçte elde ettiği başarılar, ileride üstleneceği kritik komutanlık görevlerinin temelini atmıştır.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas İslam Ordusu’nun komutanlığına atanmıştır. Bakü’de Rus, İngiliz ve Ermeni kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Azerbaycan’ın bağımsızlığına giden yolda belirleyici bir katkı sağlamıştır. Bu destansı mücadeledeki kahramanlığı, onun iki kardeş halk arasında efsaneleşmesine neden olmuştur. Bakü ve Dağıstan’ın özgürlüğe kavuşmasının ardından Anadolu’ya dönerek Kazım Karabekir Paşa’nın ordusuna katılmış, ele geçirilen malzemelerle top, patlayıcı ve silah üretimi yaparak cephedeki ihtiyaçların karşılanmasına destek olmuştur. 1929 yılında Kurtuluş Savaşı’ndaki hizmetlerinden dolayı İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır.

“Turan Birliği” idealini benimseyen Nuri Paşa, savaşın yıkımından yeni çıkmış bir ülkenin savunma sanayiini baştan yaratma çabasına girişmiştir. Bu öncü vizyonu, Türk milletinin yeniden dirilişinde bir rehber olmuş ve geleceği şekillendiren bir ilham kaynağı haline gelmiştir. Dönemin güçlü ülkesi Almanya’dan aldığı destekle “Turan Birliği Masası”nı kuran Paşa, Turan coğrafyasındaki ülkeleri Rus hâkimiyetinden kurtarmayı hedeflemiş, ancak bu girişimde başarı elde edememiştir. Yine de Nuri Killigil’in bu azimli çabası, milli bağımsızlık ve özgürlük ideallerine olan derin bağlılığının en çarpıcı göstergesidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Nuri Killigil, savunma sanayiinde yerli üretimi teşvik etmek için önemli girişimlerde bulunmuştur. 1946 yılında Sütlüce’de kurduğu fabrikada matara, gaz maskesi, çelik kask ve soba gibi temel ürünlerin yanı sıra tabanca, 81 mm havan, mühimmat, tapa, uçak bombası ve tahrip malzemeleri üretmeye başlamıştır. Türk savunma sanayiinin ilk özgün ve çağının ilerisinde tabancasını tasarlayıp üretime geçirmiştir. Özellikle 9 mm tabanca üretiminde öncü kabul edilen Killigil, otomatik ve standart modelleriyle polis, bekçi ve silahlı kuvvetler için silahlar üretmiştir. “Killigil” ismi, bu tabancalarla anılarak günümüze kadar gelmiştir. Nuri Killigil’in mühendislik yeteneği ve yenilikçi yaklaşımı, onun adını savunma sanayii tarihine silinmez harflerle yazdırmış ve nesillere örnek bir lider olarak öne çıkarmıştır.

14 Mayıs 1948’de Filistin’de İngiliz mandasının sona ermesiyle Tel-Aviv’de Yahudi Milli Konseyi’nin İsrail Devleti’nin kuruluşunu ilan etmesinin hemen ardından, Nuri Killigil bu duruma karşı çıkarak ürettiği silah, bomba ve mühimmatı Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak gibi Müslüman ülkelere ihraç ederek destek vermiştir. Bu tutumu uluslararası baskı ve tehditleri beraberinde getirmiş; Avrupa’ya yaptığı bir seyahatte zehirlenmiş, hastanede tedavi görmüş ve ölümden dönmüştür. Ancak artan tehlikelere ve devlet uyarılarına rağmen silah üretimine devam etmiş, Mısır ve Suriye’ye yasadışı yollarla silah göndermeyi sürdürmüştür. Bu kararlı duruşu, Türk milletinin güvenliği için gösterdiği sonsuz fedakârlığın en anlamlı örneklerinden biridir.

1949 yılında Sütlüce’deki fabrikasında meydana gelen büyük bir yangın ve patlama, hem çalışan işçilerin hem de yangını söndürmeye çalışan itfaiyecilerin hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Bu acı olay, Nuri Killigil’in kurduğu büyük projenin ne kadar önemli ve etkili olduğunu bir kez daha ortaya koyan trajik bir dönüm noktası olmuştur.

Patlamanın şiddeti o kadar büyüktü ki, çevredeki yapıların camları ve duvarları zarar görmüştü. Ne yazık ki olayda Nuri Killigil’in yalnızca kolunun ve bacağının bir kısmı bulunabilmiştir. Cenazesi küçük bir tabuta yerleştirilerek Türk bayrağına sarılmış ve birlikte hayatını kaybeden 28 işçiyle beraber Edirnekapı’daki Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği’ne gömülmüştür. Onun hatırası, Türk milletinin gönlünde sonsuza dek yaşamış, derin bir iz bırakmış ve gelecek kuşaklara yol göstermiştir. Bugün Türk Savunma Sanayii’nin küresel çaptaki başarıları, onun bitmez tükenmez vatan sevgisinin bir yansımasıdır.

Vefatından sonra mal varlığı incelendiğinde, sadece üç takım elbisesinin olduğu ortaya çıkmıştır; bu, onun ne kadar sade ve alçak gönüllü bir hayat yaşadığını göstermektedir. İşçilerinin maaşlarını zamanında ödeyebilmek için kendi imkânlarından feragat ettiği, maddi sorumluluklarını asla aksatmadığı da bilinmektedir. Nuri Killigil, büyük başarılarının yanı sıra asalet ve tevazuyla dolu bir yaşam sürmüş, örnek bir vatansever olarak tarihe geçmiştir.

Nuri Killigil, askeri alandaki başarıları, savunma sanayiine getirdiği yenilikler ve milli mücadeledeki katkılarıyla Türk dünyası ve Türkiye’nin modern savunma sanayii tarihinde öncü bir figür olarak anılmaktadır. Nuri Paşa, tüm bu eşsiz başarıları ve liderlik vasıflarıyla gelecek nesillere ilham veren, Türk tarihinin unutulmaz kahramanlarından biri olarak altın sayfalarındaki yerini almıştır.

ÜST
Paylaş
KİM KİMDİR?TARİHTE O AN